Seçilmiş Kişi

Üç gözlü yeşil oyuncak uzaylılar başlarını kaldırıp, tepelerinde hareket eden şeyi görünce soluk soluğa fısıldaşmaya başladılar. Acaba bu Pençe olabilir miydi? Pençe, efendilerinin adıydı. Göklerden aşağı iner ve kimin gidip kimin kalacağına karar verirdi. Her uzaylı yaratık hevesle Pençe’nin kendisini seçeceği günü beklerdi.

Fakat bu kez gelen Pençe değildi. Onun yerine, evlerinin yan tarafındaki küçük kapı açıldı ve tıpkı kendilerine benzeyen düzinelerce üç-gözlü yaratık içeri doluştu.

İlk uzaylılardan biri yeni gelenleri selamladı. “Seçilme Yeri’ne hoş geldiniz.

Diğer bir uzaylı bir anda nefesini tuttu ve “Şuraya bakın!” diye bağırdı. “Gelenlerden biri bize benzemiyor. O… o farklı!”

Ötekiler de o yöne bakıp hayretler içinde bir çığlık kopardılar. Yeni gelen uzaylılardan birinin yuvarlak, yeşil kafasında sadece iki tane göz vardı!

Üç gözlü uzaylılardan biri, “Senin yüzüne ne oldu, yabancı?” diye sordu. “Bizim gibi değilsin.”

İki gözlü olan, tereddütlü bir sesle, “Ben… bilmiyorum,” dedi. “Ben hep böyleydim. Bir gün bir ses
duydum… ben…”

Duyduğu utançtan, zavallıcığın sesi zor çıkıyordu. Üç gözlülerden biri lafa girdi.

“Sesi ben de duydum,” dedi ciddi bir tavırla. “Onun bir İmalat Hatası olduğunu söylüyordu.”

Üç gözlü oyuncak uzaylılar şaşkınlık ve biraz da şüpheyle kendi aralarında mırıldanmaya başladılar.
Onların dünyalarında böyle bir şey daha önce hiç olmamıştı.

Tam o sırada, tepelerinde pır pır eden güçlü bir ses duyuldu. İçlerinden biri saygıyla, “Pençe!” diye
bağırdı. “Pençe buraya geliyor!”

“Pençe! Pençe!” diye bir uğultu yükseldi hepsinden.

“Pençe kimin gidip kimin kalacağına karar verecek.” dedi içlerinden biri.

Pençe, yavaş yavaş kendilerine doğru yaklaşırken, hepsi birden kafalarını kaldırmış, umutlu gözlerle yukarı bakıyorlardı. Efendi Pençe döndü, döndü ve en sonunda, yuvarlak yeşil bir kafayı kaptı.

Hepsi birden, “Pençe seçimini yaptı!” diye bağırdı.

“Harika!” Dışarıdan bir yerlerden boğuk bir çocuk sesi geliyordu. “En iyisini yakaladım!”

Oyuncak uzaylılar, Pençe’nin, seçilmiş olanı yukarı kaldırışını izliyorlardı. Birden, seçilenin, yeni
gelen iki gözlü garip yaratık olduğunu anlayınca neye uğradıklarını şaşırdılar.

“Farklı olan seçildi!” Üç-gözlü uzaylılardan biri şaşkınlıkla bağırıyordu. “İmalat hatası olmasına
rağmen Pençe onu seçti!”

“Pençe, farklı olanın özel olduğunu biliyordu, diye ekledi bir diğeri.

Ötekiler de ciddi bir tavırla bu sözü başlarıyla onayladılar. İçlerinden biri, “Pençe’den öğrenecek
çok şeyimiz var,” dedi.
“Evet,” diye tamamladı bir başkası. “Bu andan itibaren, ne kadar farklı olurlarsa olsunlar, yeni
gelen herkesi aynı nezaketle karşılayacağız. Pençe bize iyi bir ders verdi!”

-SON-